Eski Bilgisayar Oyunları İle Maziye Yolculuk

Eski Bilgisayar Oyunları İle Maziye Yolculuk

Oyun dünyası artık büyük ölçüde “yenilendi”. Artık kimse oynanışı zor, ama ‘atmosferi iyi’ oyunların yüzüne o kadar da bakmıyor. Grafikleri en üst seviyede çözünürlükte olan, görsel kalitesi ve ses efektleri ile büyüleyen, büyük bütçeli oyunlar revaçta gidiyor. Hatta eskiden kalabalık kitleler tarafından sevilerek oynanan pek çok oyun günümüz standartlarına göre yeniden yazılıyor ve düzenlenerek yayınlanıyor. 

Bu anlaşılabilir bir durum. Zira oyun geliştirme yöntemleri de, o oyunları çalıştıracak olan bilgisayarlar da son derece gelişti. Kimsenin ‘en keyifli bilgisayar oyunları şu zamanda çıkmış oyunlardı’ demeye hakkı yok, bu doğru. Fakat günümüze gelen yolu döşeyen taşları da hatırlamak, unutmamak gerekli diye düşünüyoruz. Çünkü sizi bilemeyiz fakat biz bu eski bilgisayar oyunlarını oynayarak büyüdük ve bugünlere geldik… Bu yazımızda da size bahsetmek istediğimiz birkaç eski, ‘altın’ oyun var.

The Curse of Monkey Island (1997) - LucasArts

Monkey Island serisinin ilk 2 oyunu gerçek anlamda klasikler arasında yer alır. Star Wars’u çeken George Lucas’ın firması olan Lucas Arts tarafından piyasaya sürülen Monkey Island; masalsı dünyası, akılda kalan müzikleri ve dahiyane kurgusuyla pek çok oyun severi ekrana bağlamıştı.

Serinin üçüncü bölümü olan The Curse of Monkey Island, ilk iki oyun kadar sevilmeyebilir fakat bu seriye alışmak isteyenler için buradan başlamaları önerilir. Fakat bu oyunu da öyle es geçmemek gerekir. Neler yok ki! Şarkı söyleyen korsan berberler, laktoz intoleransı olan bir yanardağ tanrısı, dev bir tavuk iblisi... The Curse of Monkey Island’da, dünyanın en şaşkın korsanı Guybrush Threepwood, maceralarına kaldığı yerden devam ediyor. 

Simon The Sorcerer (1993) - Adventure Soft

Oynanış tarzı son derece basit olan Point & click Adventure türünün en sevilen oyunlarından biridir. Hikaye, Simon ismindeki bir büyücü çocuğun paralel bir evrende Calypso isimli dost büyücüyü kurtarmasını işler. Oyunda genellikle bulduğunuz nesneleri, doğru yerlerde kullanarak, öğrendiğiniz yeni bilgileri doğru karakterler üzerinde deneyerek ilerleyebiliyorsunuz. Yüzüklerin Efendisi ve Discworld gibi fantastik kurgu serilerine bir hayli gönderme yapan bir oyun olan Simon The Sorcerer, çıktığı dönemde oldukça sadık bir oyuncu kitlesi edinmişti. 

Serinin ikinci oyunu 1995 yılında geldiyse de ilki kadar ses getirmemiştir. Google Play platformu için yapılan 20. yıl dönümü versiyonu 2013’te, yeni işletim sistemleri için geliştirilen bir versiyonu da 2018 yılında yapılmıştır. Zeka oyunlarını seven, bu süreçte İngilizce bilgisini de geliştirmek isteyenlerin mutlaka göz atması gereken bir oyun.

Sims (2000) - Maxis, Electronic Arts

Daha önceden SimCity gibi kaliteli ‘sandbox’ oyunlara imza atan Will Wright ismindeki başarılı bir girişimcinin fikriydi Sims. Geliştirilme hikayesini anlatırken Wright, sanal bir ‘oyuncak bebek evi’ yaratmak istediğini açıklayacaktı. Şu an 4.’sü çıkan serinin ilk oyunu zamanına göre büyük bir devrimdi ve ilk oyun halen sadık bir oyuncu kitlesine sahip. 

Sims, ‘sim’ adı verilen karakterler yaratmanızı, karakter özelliklerini belirlemenizi, onların hayat amaçlarını gerçekleştirmenizi, diğer sim’lerle kurdukları etkileşimleri düzenlemenizi sağlayabiliyor. Dijital ortamdaki bir gerçek hayat simülasyonu gibiydi. Ki zaten ‘sim’ kelimesi de ‘simülasyon’ kelimesinin kısaltmasıdır. İlk oyun ardından gelen onlarca ek paketi ve yeni özelliğiyle büyük bir sansasyon yaratmış ve gelecek oyunları ciddi anlamda etkilemiştir.

Myst (1993) - Ubisoft

Myst, 90'ların başında piyasaya sürülen bulmaca tabanlı bir macera oyunudur. Bilinmeyen bir adada başlayan oyunda, büyülü bir kitabı olan isimsiz bir karakterin gözlerinden oynuyorsunuz. Bu kitap sayesinde karşınıza çıkacak bulmacaları çözebilir, farklı dünyalara geçebilir, kitabınızın eksik sayfalarını bulabilirsiniz. Oyunda amacınız, başka büyülü kitaplarda sıkışmış kardeşleri kurtarmaktır.

Yoğun bir odak ve düşünme faaliyeti gerektiren bir oyundur Myst. Ardından 3 devam oyunu geldiyse de, ilk oyunun tadı pek çokları için farklıdır. Şimdilerde Myst kadar zorlayıcı, her şeyi oyuncunun bulmasını talep eden oyunlar pek yapılmıyor. Defalarca yeniden yapılmış bir oyun olduğundan yeni kuşak oyuncular da ilk oyunun heyecanına rahatlıkla dahil olabilir.