Ülkemizde biz bu kavrama “oyun bağımlısı” desek de aslında oyun bağımlılığının dünyaca kabul edildiği bir tanımı var: Oyun Oynama Bozukluğu. (Gaming Disorder) 21. yüzyılın başlangıcından itibaren artmış ve çeşitli özellikleri sürekli olarak ortaya çıkmış, birçok bilimsel araştırma ve deneye konu olmuş bir olgudur. Her psikolojik, davranışsal bozukluk durumu gibi oyun oynama bozukluğu da ayrıştırılmış ve özellikleri belirlenmiştir. Yalnızca çocukları değil, her yaştan yetişkinleri de etkileyen bir bozukluk durumudur.
Oyun Bağımlısı Kimdir?
Bağımlı olmak geniş bir kavram ve farklı kişiler bunu farklı biçimlerde algılayabiliyor. Fakat klinik anlamda yapılan sınıflandırmada bir oyun oynama bozukluğu olan kişi 12 aylık bir süre dilimi içinde:
Oyun oynarken kontrolünü kaybeden,
Hayattaki diğer aktivitelerin yerine oyun oynamayı koyan ve öncelikli gören,
Hayatına olumsuz etkilerine rağmen oyun alışkanlıklarını sürdüren kişidir.
Bu standart Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ, WHO) tarafından belirlenmiştir. Dünyada farklı yaştan birçok kişi oyun tüketici olmasına rağmen bu duruma benzerlik gösteren kişi sayısı aynı değildir. Ayrıca bunun kendisine özgü bir davranış bozukluğu olmadığını, oyunların fazla tüketiminden kaynaklanan tipik bir alışkanlık durumu olduğunu söyleyen başka kurum ve kişiler de bulunmaktadır. Bu konudaki araştırmayı yapabilmek için internet üzerinde fazlasıyla kaynak mevcut.
Nasıl Başa Çıkılabilir?
Öncelikle çocuğunuz için oyun oynamanın bir keyif verici etkinlik olmaktan öte, bir alışkanlık haline geldiğini ve kendisinin buna engel olamadığını kabul etmeniz gerekiyor. Aynı zamanda çocuğunuza “bozukluk sahibi bir kişi” gibi davranmadan, bunun pek çok kişi tarafından yaşanabilecek uygun olmayan bir yaşam biçimi olduğunu anlatabilmeniz ve hayattaki farklı zevklerden tat alabilir hale getirebilmeniz gerekiyor. Bunun en önemli yolu iletişim:
Çocuğunuz ile oyun oynamak üzerine sohbetler edin, size oyunlarda ne bulduğunu, hangi oyunun ona ne hissettirdiğini anlatmasını sağlayın. Çünkü onun oyunlarla olan etkileşimini siz ona onun yerine anlatamazsınız. Bu etkileşimin nedeni, nasılı onun kendi sözcükleriyle ancak ortaya çıkabilecektir ve siz de ancak bu biçimde onunla bir birey olarak iletişim kurabilirsiniz.
Çocuğunuza oyun oynama zamanının bittiğini ve bırakmasını söylediğinizde o an oynamakta olduğu bölümü veya içinde bulunduğu oyunu mümkünse bitirmesine izin verin. Tamamıyla oynadığı oyuna odaklı bir çocuğu oyunun ortasında oradan çıkarmaya çalışırsanız iletişim çabanız olumsuz sonuçlanabilir. Bunun yerine oyun için kalan süreyi belirleyin ve anlaşma yapın.
Birlikte Keyifli Aktivite Zamanı!
Çocuk oyununu bitirdi, oyun oynama saati sona erdi. Bu vakitte yapılacak en iyi şey birlikte yapabileceğiniz bir etkinlik olabilir; bir yürüyüş olabilir bu, birlikte yapılacak bir okuma saati olabilir. Ya da yemek veya ev işleri için sorumluluk verebilirsiniz. Önemli olan, oyun oynama süresi dışında çocuğun başka aktiviteleri yapması ve zihnini bu çeşitli aktivite durumlarına hazırlayabilmesidir.
Mutlaka çocuğunuzun hayatına egzersiz ve sporu sokmaya çalışın, bu etkinliklerini teşvik edin. Bunun için uygun ortamlar bulun ve sağlayın. Spor yapmak bedenin diri kalmasını sağlayacak, diri bir beden de diri bir beynin gelişim koşullarının temelini atacaktır.
Çocuğunuzu, ona iyi gelecek ve derslerine de çalışmasına izin verecek mobil oyunlar ile tanıştırın. Bu sayede çocuk hem oyun oynayabilecek hem de ders çalışabilecektir.
Çocuğunuzu yargılamayın, gereksiz ceza uygulamalarından kaçının. Çocuğunuzun eksik veya zayıf olduğundan değil, oyunları yanlış ve plansız bir şekilde kullandığı için oyun bağımlılığı geliştirdiğini unutmayın. Onunla aranızda diyalog halini bozabilecek hiçbir duruma izin vermeyin ve gerektiğinde profesyonel psikolojik yardım almaktan geri durmayın.