Howard Gardner’ın çoklu zekâ kuramı; zekayı tek ve belirleyici bir yetenek olarak görmeye karşı, çeşitli ve özel boyutlardan oluştuğunu savunan bir yaklaşım yöntemidir. Gardner bir öğrenme psikoloğuydu. Bu kuramıyla “zeka”nın nasıl anlaşıldığına farklı bir boyut getirmiştir.
Gardner’ın görüşlerine göre, insanlardaki zeka tek bir boyuttan bütünsel olarak görülmez. Zekanın büyümesinin ve gelişiminin çok farklı boyutları bulunmaktadır. Her kişide zeka gelişiminin daha ileride olduğu ve daha geride olduğu kısımlar olabilir. Örneğin bir kişi mantıksal yönünün kuvvetiyle kolaylıkla matematik problemlerini algılayabilir fakat zayıf içsel zekası sebebiyle empati becerisi geliştirmekte zorlanabilir. Yahut zekası sosyal yönden gelişkin bir başka kişi, müzikal yeteneğinin eksikliği sebebiyle müzik eserlerini anlamakta güçlük çekebilir. Hayal etmesi o kadar da zor değil, nasıl hayat birçok farklı faaliyetin sürdürülmesi ile yaratılıyor ise insan zekası da bu gerçekliğe dayalı olarak farklı kulvarlarda ve farklı şekillerde gelişecektir.
1983 yılında ortaya attığı bu sav ile böylesi bir değerlendirmeyi yapan ilk kişi oldu Gardner. Zekayı, ”bir kişinin bir veya birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme, günlük yaşantısında karşılaştığı sorunları etkin ve verimli şekilde çözebilme yeteneği” olarak tanımlamıştır. Bu fikrine paralel olarak Gardner ölçeğinde 8 çeşit zeka türü belirlenmiştir. Bunlar;
Sözel / Dilsel Zeka
Bu tür zeka; dili etkili biçimde kullanma, kelimelerle ve seslerle düşünme, dildeki kompleks anlamları kavrayabilme, insanları ikna edebilme, dildeki farklı yapıları fark etme, dilsel yapılar oluşturabilme becerisidir.
Mantıksal / Matematiksel Zeka
Mantıksal-matematiksel zeka; sayıların içinde yolunu kolay bulabilen arkadaşlarımızın zeka türüdür. Tahminde bulunma, eleştirel düşünmeme, zıtlıkları keşfetme, gerekçe ve sonuç üretme, sınıflama, sıralama, kategorize etmek gibi becerilerin alanındadır.
Görsel / Uzamsal Zeka
Görsel-uzamsal zeka; resimlerle, şekillerle düşünebilme edimidir. Görsel dünyayı algılayabilme, şekil, renk ve dokuları çabucak algılama, çözümleme yeteneklerini geliştirir. Bu zeka türüne sahip olan kişiler gördüklerini kolaylıkla sanatsal bir yorum içerisinde kullanabilirler.
Bedensel / Kinestetik Zeka
Bedensel-kinestetik zekası yüksek olanlar bedensel duyumlarını bilinçlerinde daha yüksek olarak deneyimlerler. Gördükleri, duydukları, dokundukları şeylerle duygusal/duyumsal ilişki içerisine girebilirler. Hatta “kinestetik” olarak anılan kişilerin duyuları iç içe geçmiştir; gördüklerini ses olarak, duyduklarını görsel olarak tasavvur edebilen, algılayabilen kişiler mevcuttur.
Müziksel/ Ritmik Zeka
Müziksel-ritmik zeka; sesleri algılama ve çözümleme edimini sağlar. Bu zekası yüksek olan kişiler yeni sesler, ritimler üretme, ritmik ve tonal kavramları tanımada başarılıdırlar. Duydukları seslere ve dinledikleri müziklere karşı pek çok insandan daha duyarlıdırlar.
Kişilerarası / Sosyal Zeka
Kişilerarası-sosyal zeka; insanlarla birlikte çalışabilmemiz, toplu faaliyetlerde veya organizasyonlarda aldığımız sorumlulukların yerini kavramamız için gereklidir. Bu zeka sayesinde birlikte hareket ettiğimiz veya ilişki kurduğumuz insanlarla daha içten ve açık bir ilişki kurabilir, kendimizi ve diğer insanları yönlendirebiliriz.
Kişisel / İçsel Zeka
Kişisel-içsel zeka; kendimiz hakkındaki duygu ve düşünceleri şekillendirebilme yetimizi yönetir, yaşamı yaşarken kendi kendimize öğrenmemizi sağlar. Herkesten önce kendi kendisinin dostu olabilmek isteyen insanlar için muhakkak geliştirilmesi, kavranması gereken bir zeka kulvarıdır.
Doğa Zekası
Doğa zekası gelişmiş insan, doğal alanlarda karşılaşabileceği bitkilerle, canlılarla kendi arasında bulunan bağı önceden fark edebilen kişidir. Daha fazlasını öğrenebilmek için doğadan hiçbir zaman korkmaz. Ağaçların yapraklarının neden döküldüğünü, kuşların belirli zamanlarda toplu olarak neden bir yerlere uçtuğunu çoğumuza kıyasla daha kolay algılar.